29 Kasım 2012

İstatistik - 1



Sizce ülkede yeter miktarda uluslararası düzeyde yeteneklerin olmayışını dert etmesi gereken kurum kimdir? Bununla ilgili çalışmayı kimler yapmak durumundadır.? Fenerbahçe ya da Beşiktaş’ı buna zorlayamazsınız. Bu takımlar Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olmak için gerekirse 11 tane yabancı oynatabilir, hedefleri öncelikli olarak kulübün başarısıdır. Almanya’da da bu böyledir, İspanya’da da. Bu yüzden bu federasyonun sorunudur. Onun atılımlarıyla ancak bir şeyler gerçekleşebilir. Onların da atılımdan anladığı yegane eylem yabancı sayısının arttırılması ya da azaltılması.
Derler ki ligimizdeki yabancı sayısını azaltırsak hedeflerimize daha kısa sürede ulaşırız. Hadi lafı döndürüp dolaştırmayalım, yetenekleri bu şekilde açığa çıkarırız diyorlar.

Bağış abi’den aldığım İstatistik diyor ki;

“Yabancı oyuncu oranının en yüksek olduğu lig İngiltere Premier Lig. Oyuncuların %62.2’si yabancı. Yabancı oranında ilk altıda Portekiz, Almanya ve İtalya da var. Bu oran Türkiye %33.6 ve ligimiz 16. sırada.”

Öncelikle mottomuz şudur: istatistikler uzun etek gibidir, hiçbir şeyi göstermez öküzlük yapıp eteği kaldırmazsan eğer.

Almanya’dan bahsedeyim size. Almanlar 1998 yılında başlattığı ve zamanla geliştirdiği projenin son halkası olarak var olan yeteneklerin takımlarda forma giyebilmesi için kuralları farklı şekilde genişlettiler. Yabancı sayısını uluslar arası rekabette sorun yaşanmaması adına  serbest bırakırken altyapıdan çıkması gereken oyuncu sayısı önce 4’ten 6’ya sonra da 8’e çıkardılar. Bunların 4’ü kendi alt yapında en az üç yıl oynamış olması gerekirken diğer 4’ü de herhangi bir kulübün alt yapısında en az 3 yıl oynamış olması gerekir. Milliyet yok, 21 yaş altı sınırı var sadece. Bunun dışında 24 kişilik kadronun en az 12’si Alman olmak durumunda. Yabancı sayısı serbest..

Daha da önemli olan konu şu ki yabancı sayısının önemi zirve futboluna uygun oyuncunun yaratılmasından sonra düşünülmesi gerekir. Önce arkada bekleyen yeni futbola göre eğitilmiş yeteneklerin olması gerekir. Ve maalasef iş artık yetenekli olmakla bitmediğinden dolayı bunların ehil teknik direktörler tarafından yetiştirilmiş olması gerekiyor. Bak diğer problem çıktı ortaya; teknik adam.. Yani önce teknik adam yetiştireceksiniz.. Bunların da içerisine seçici rolde olduğu yetenek merkezleri oluşturacak ve toplamda seçilenler de eğitilecek.. En son aşama bu yeteneklerin takımda yer bulması, yani yabancı sayısı ile ilgili düzenleme.. 

Bizim fedarasyon buna yönelik en ufak bir çalışma yapmadan yabancı sayısını azaltarak Türk Futbolu'na büyük katkılar yapabileceğini düşünüyor. Her turnuvaya katılan ve en az yarı final oynayan Almanya dahi ülke çağında organizasyon gerçekleştirip "yetenek çıkartma" eylemi gerçekleştirirken Türkiye'nin Futbol Federasyonunun ve halkının yaptığı tek iş; tartışmak... Efendim şu olmuyor da bu olmuyor da.. Eylem yok. Almanya 100 milyon avro yatırdı ve hatta daha da fazla.. Kulüpler bunu yapamaz, Fedarasyonun işidir..

Kendi ligimize özgü diğer problemi de halletmemiz gerekiyor. Yerli futbolcuya mahkum olunduğunda dışarıda 300 bin avroya bulabileceğiniz oyuncunun buradaki fiyatının 5 milyon olması. Bu ve çeşitli nedenlerden dolayı yabancı sayısını serbest bırakıp alt yapıdan çıkan oyuncuların varlığına sert kanunlarla arttırmak çok daha mantıklı. En kötü Almanya gibi toplamda 12 yerli oyuncu bulundurulması da fena değil.

Lakin daha da önemli olan şu ki; eğitim artık yetenek kadar önemli. Hazır futbolcu sayısının azlığı,  var olanların oynama probleminden çok daha önemli bir sorun. Ve aslında bu problemin halledilmesi o kadar kolay ki maddi sorunu olmayan bir fedarasyon varsa eğer...




3 yorum:

Celal Abbas dedi ki...

A Noktasından B Noktasına Ulaşmak istiyorsan Aradaki mesafeyi nasıl aşacağını ve neler yapman gerektiğini bilmelisin. Nasıl aşacağını ,ne yapacağını bilmiyorsan oraya ulaşamazsın. Eğer bir yerde yapılması gereken birşeyler yapılmıyorsa iki nedeni vardır. Birincisi ya bilerek yapılmıyordur o gün için çıkarlar yada Mevcut durum karar alıcıların işine geliyordur. ikincisi ise Nasıl yapacağını yada ne yapacağını bilmiyordur(Know How). Mesele kesinlikle para falan değil.

Mesela 96 öncesi türk futbolunun sorunu yetenek değildi. Know How dı yine ozamanlar bilgi dolaşımı şimdiki gibi hızlı değildi. Futbol bilgisi ,yönetimi ,Taktik v.s. Know How ı. Şimdi artık yetenek sorunumuz da var. Şifo Mehmetler ,Rıdvanlar ,sergenleri ,Tanju Çolakları artık yetiştiremiyoruz.

CaRtMaNtR dedi ki...

ülkemizdeki yabancı sınırlamasının kendi futbolcumuza şans vermekten ziyade futbolcunun rekabet ortamında elini güçlendirdiğinden onun kendini geliştirmek için çaba sarf etmesi için motive de edemiyor.

misal yetenekli ve genç bir yerli stoper var diyelim. kendini bir kaç maçta gösterdi ama barizde geliştirmesi gereken yönleri var. böyle bir durumda bu yerli oyuncu kendisi ile aynı yaşta daha az potansiyelli ama var olan potansiyelini limitlerine kadar kullanmak için çalışan yabancı bir stoperden daha fazla yerli büyüklerin ilgisini çekmeye başlıyor.

işte bu durumda o yerli stoper büyükler benle ilgilenmeye başladı kendimi biraz daha geliştireyimde yurt dışından da taliplerim olsun demiyor. direkman ben bu memleketin en iyi stoperlerindenim transferimi yaptım mı yedi sülaileme bile bakacak paramda olur. bundan sonra niye kendimi yorayım demeye başlıyor.

halbuki yerli futbolcu daha iyi seviyelere gelmek için saf yetenek kadar elineki yetenekleri keskinleştirmesini gerektiren bir ortamda futbol hayatını yaşasa hatta bunun için yurt dşına gitmek zorunda olsa çok farklı bir kariyeri olabilir.

ligimizde yabancı kısıtlamasını destekleyenler ne yazık ki bu desteği verirken aslında destekledikleri o genç oyunculara ihanet ettiklerini idrak edemiyorlar.

Devil dedi ki...

Premier lig= üst düzey fizik gücü
La liga= üst düzey teknik
Bundesliga=üst düzey oyunu okuma, bilgi.
Hollanda ligi= çok fazla gelecek vaat eden yetenek, genç dinamizmi
Seria A= kasaplar mahallesi :) (taktik)
Türkiye ligi=???