7 Mart 2012

Hayatım Futbol #23



8 Mart Kadınlar Günü'ne özel bir Hayatım Futbol Sayısı.. Müthiş oldu. Benim herhangi bir yazım bu hafta yok ama dergi çok güzel oldu, belki de ben yazmadığım içindir ehehehe

Kadınların futbola bakışına ben ihtiyacımız olduğunu düşünürüm. Ofsayt geyiğini bir kenara bırakalım. Kadın-Erkek değil belirli bir zekaya ve analiz yeteneğine sahip her insan futbolu rahatlıkla yorumlayabilir, burada kadın-erkek'ten ziyade bireyin algılama ve muhakeme yeteneği önemlidir. Lakin futbola kadınca bakış da söz konusudur ve bu aslında oldukça güzeldir.

Dün Banu Yelkovan'ın yazısını okudum. Bir Oğlu var(Aras, çok güzel bir isim) ve onu en iyi biçimde yetiştirme kaygısı nedeniyle -sanıyorum ki- çeşitli okumalar yapıyor, kendisini bu konuda eğitiyor. Şimdi lütfen şu yazısını okuyun, haklı değil midir ? Dahası bunu yazmayı bir Erkek düşünebilir mi? Bu gerçeği bu şekilde biz dile getirebilir miydik?

Bu sayı önemlidir ama insani tarafı da oldukça ağır. Futbol sektörüne bir kadın olarak çalışmak nasıldır? Bunları pek bilmeyiz, Banu Yelkovan erkeklerin pek de farkında olmadığı detayları anlatıyor. Babamız hep fanatik ve biz onların oğulları olarak sıklıkla ilk aşkımızı, tuttuğumuz takımı anlattık, peki evin tek kızı Fanatik Fenerbahçe'li Baba'dan Aslı Aker nasıl etkilenmiştir bundan? Bakın görün.. Hilal Gülyurt misal hakem lisansını Fedarasyondan alırken "Halil Gülyurt" olarak evine geliyor o mektup ve sonrası.. İşi onun da zor. Ali Ece'ya rağmen sert bir şekilde kendi futbol dünyasını kurup Galatasaray'lı bir Prekazi hastası Senem Ece neler yazmış, burada. Sevecen Tunç'un yazısını misal ben çok beğendim.. Ceyla Kütükoğlu "bal gibi da anlar kadınlar futboldan" diyor ve ülkemizdeki kadın futboluna yönelik ayrıntıları ele almış. Aslı Pelit Röportajı ve şimdi son olarak da Yağmur Nuhrat'ın yazısını okuyacağım.

Hemen hepsi seyircisiz maça "seyirci" olmanın absürdlüğünü ve faşizanlığını yazmış ki muazzam ayarlar söz konusu. Hollanda'da kadınlara yönelik sanılanın aksine negatif ayrımcılık olan bu durum yasaya takılır iken bizde bayram edilmişti ama bu sayıda Fedarasyonun bu tutumunun ne olduğunu en iyi yine onlar yazmış.

Benim için fazlasıyla öğretici oldu. Bir Kadın olarak aslında basit bir oyun olan Futbol'u sevmenin bu denli ağır itilmişliği de çekmek zorunda kalındığını da gördüm. 23 sayı çıkardı Hayatım Futbol ve bu belki de en azından benim için en çok keyif aldıklarımdan birisi bu oldu.

------> HAYATIM FUTBOL SAYI 23

2 yorum:

Unknown dedi ki...

dergiyi hic okumadim, denk gelmedi bi yerlerde de... ama bisey soylemek istiyorum...

kadinlarin futbolla ilgilenmesine alisilmasi daha da zaman alir bu ulkede, ayni araba kullanmamizin zaman aldigi hatta hala trafikteki tacizlerin devam etmesi gib..

herneyse, evet futbolla ilgileniyoruz futbolu seviyoruz ve her yonuyle de degerlendirebiliyoruz.
ya bu burak yilmaz ya da milan baros cillop gibi, vucut cok iyi gibi de extralar ekleyerek :)

futbol sadece erkek isi degil tabi ki, olmamali da...

i love futbol, i love gs diyorum :)

Celal Abbas dedi ki...

Dergiyi daha okumadım ama Banu yelkovanın gazetedeki yazısı gerçekten çok güzel tavsiye ederim herkese. Daha temel kuralların sonucu olsalarda bazı şeyleri anlayabilmemiz için bize güzel bir şablonu yazısında çok güzel özetlemiş. Kitabı okumuş kadar oldum diyebilirim.