30 Mart 2012

Bielsa'nın Gecesi!



İki Alman takımının iki İspanyol takımına karşı olan mücadelesi aynı saatte başlasa da her ikisini de izlemeye çalıştım. Hannover gollü beraberlik demiştim ama son saniyede Atletico gol atarak 2-1 galip gelmeyi başardı ama diğer tarafta olan ise çok başka bir şeydi. Bielsa'nın olduğu yerde her zaman başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz farklılıklar vardır. Dünya Kupasında Şili'nin oynadığı futbolun benzerini dahi göremezsiniz. Ben o Arturo Vidal'ın hem sol bek hem sol iç merkez hem de sol açık olarak olabildiğince sıra dışı görevlerle donatılmış olarak çıkardığı doksan dakikayı Leverkusen forması altında binbir çeşit mevkide oynamasına rağmen görememiştim. Brezilya'ya elense de açık yüreklilikle söyleyebilirim ki en farklı ve en dinamik takımı Dünya Kupası'nda Bielsa'nın Şili'siydi. Burada da geleceğin "Bielsa" sı olabilecek yegane teknik adam Tuchel da Dünya Kupası sonrası en çok Şili'den etkilendiğinin üzerinden duruyordu.

İnter'i reddetmiş ve sadece Bask kökenli oyuncuların oynayabildiği Bilbao'ya gelmişti. Messi'yi hediye etseniz kabul etmeyecek dünyadaki tek takımın başına geldi.

Manchester United'i eledi. Ferguson dedi ki ben Avrupa'da daha önce böyle oynayan bir ilk onbir görmedim. Bu başlı başına bir güzellik" Dünyanın en iyi antrenörlerinden birisi olarak anılan Guardiola der ki "Dünyanın en iyi teknik direktörü Bielsa'dır". Nasıl ki Guardiola çok daha başarılı olsa da en azından bugün Mourinho ondan daha iyi bir teknik direktör olarak anılıyorsa aynı şekidle Bielsa'nın diğerleri kadar başarısı olmasa dahi bana göre de dünyanın teknik direktörlük mesleği hakkında en bilirkişi insanoğludur. Daha önceden burada Barça'yı durduran savunma sistemini de işlemiştik..

Schalke ile karşılaştı.. Deplasmanda dört attı ama öncesinde Schalke'nin tam 42 maçını analiz edip oyuncularını buraya hazırladı. Nasıl olmasın ki? Evinde 7 bin maçın videosu olan bir teknik direktörden bahsediyoruz.

Bielsa Futbolu!

Almanlarla ilişkisi başkadır zira antrenmanda kullandığı o plastik rakiplerin adı "Almanlar" dır. Tuchel ile benzerliği çılgınlığının yanı sıra her ikisinin de temel prensibi "pres" tir. Bu yüzden genç, dinamik ve hızlı olduğu kadar mücadele gücü yüksek oyuncuları tercih ederler. Genelde savunma önüne sigorta niyetine serbest bir oyuncu koyar. Ülkemizde Ersun Yanal, Bundesliga'da Hamburg teknik direktörü Thorsten Fink'in denediğini sanırım bu sezon ilk Bielsa denedi. Defansif orta sahasını stoperleştirip kenar beklerini orta sahalaştırarak maç içerisinde duruma göre strateji değiştiriyor. Şili'de ise 2o10 Dünya Kupasında rakibin hücumda dağılımına göre alanda adam fazlalığına erişmek için sıklıkla patenti Van Gaal'a ait olan maç içerisinde üçlü'den dörtlü savunmaya geçişler söz konusudur.Bu yüzden ne zaman 2010 Şili'nin taktiğinden bahsedecek olsa "Van Gaal Sistemi" der Bielsa.. İkisi de dik kafalı, çılgın ve bu işin uzmanları arasında yer alır. Burada ben Van Gaal'in bilirkişiliği üzerine çok fazla cümle kurdum zaten.Bielsa da kuruyor örnek aldığını da sıklıkla şu şekilde belirtmiştir.

"Diğer takımlardan kendime en çok örnek aldığım Louis Van Gaal'ın Ajax'ıdır."

Bielsa'nın futbola bakışı üzerine ayrı karakteri üzerine ayrı ayrı sayfalarca yazı yazılabilir. Şimdilik bu kadar diyoruz ama en yakın zamanda Bilbao üzerinden Bielsa'yı sıkı bir şekilde inceleyeceğiz. Takım çılgın, hoca çılgın ve sonuç bana göre muhteşem. İnter ve diğerleri şimdilik peşinde ama öyle bir karakteri var ki sezon başında olduğu gibi yine reddedip bu güzel takımın başında yıllar yılı kalması dileğiyle.. Antrenör bu işten anladığı vakit inanın bana transferin önemi sanıldığı kadar fazla değil. Biz bunu Favre ile gördük, Slomka ile gördük Bielsa ile resmiyete kavuşturacağız gibi duruyor..

7 yorum:

erwim dedi ki...

Bielsa incelemeni sabırsızlıkla bekliyorum. Teknik direktörler konusundaki hassalığını da önceki yazılarından biliyorum. Ben de işin sportif direktör ve teknik direktör seçimi ve yönetimi kısmına kafa yoran ve bir kulübün başarısının ve hatta başkanının, yönetiminin başarısının bu iki futbol adamının seçiminden geçtiğini düşünen biriyim.

Bu yüzden sayfanın sağ tarafındaki "Etiketler" kısmında "Teknik direktörler" etiketini de eklemeni ve teknik direktörlerle ilgili yazılarına daha kolay ulaşabilmemizi sağlamanı rica ediyorum. Çünkü senin de yazdığın gibi "Antrenör bu işten anladığı vakit inanın bana transferin önemi sanıldığı kadar fazla değil"...

aks111 dedi ki...

2. yarıya schalke öyle bir girdi ki twente maçı gibi 3-1 4-1 e gider sandım.hatta 2-1 olunca kanalı değiştirdim bilbao yenilcek diye üzülüyodum o sırada :).sonra internetten 2-2 olduğunu görünce tekrar açtım ve tamamen bilbao nun üstünlüğüyle geçti son bölüm.o baskıdan kurtulupta üstüne bir çok net pozisyon bulmak kolay iş değil helal olsun.bir de Papadopoulos u beğeniyorsunuz diye hatırlıyorum bu blog da.çok değişik bi adam gerçekten.llorente geçiyor yanından artık yapıcak bişey yok derken gelip arkadan topa dokunuyor.yani geçilmesimi kötü sonra gelip yetişmesimi iyi onu bilemedim:)

Borges dedi ki...

Erwin: Kuluplerin futbol başarısı burada zaten iki adama bağlıdır. Başta seçimi gerçekleştiren Sportif direktör ve onunla beraber ortak çalışma yürütecek olan teknik adam. Bu ikisinin işbirliği ekonomik yönetimi de aynı şekilde etkiliyor zaten. 600 milyon borçtan kurtulan Valencia bunun için iyi bir örnek mesela.. Teknik direktör incelemelerini daha güzel daha sağlıklı yapmaya başladığımız vakit belki dediğin gibi bir başka başlık altında toplayabiliriz.. bielsa için biraz daha vakit gerekiyor ama benim kafamda Bielsa kadar Bilbao'yu da derinlemesine incelemek vardı.

Aks: Papa iyidir defansif orta saha da oynuyor kafa golleri de atıyor genç ve yetenekli, hırslı azimli. Severim ben bunları. Bilbao deplasmanda oynamasına rağmen akılla öne geçmeyi başardı. Aynı zamanda kanal değiştirip geri dönmüşüz bu arada:)

Celal Abbas dedi ki...

Dünya kupasında 1. takımımdı şili kazanamayacaklarını bildiğim içinde ispanyanın dünya kupasını almasını istiyordum. gruplarda hele isviçrenin arkasında kalıp elenmemesi için gruplardan çıkmamasu için çok dua etmiştim. O Dünya kupasında tanıma fırsatım oldu Bielsayı ve hayranı oldum gerçekten. Bu sezon başında beni ençok heyecanlandıran takım Bielsalı Bilbao idi.

Bielsanın Barcaya gidebileceği konuşuluyor. Bielsanın çok koşan dinamik oyun yapısının Barcada çok sükse sonuçlar alsada uzun vadede kötü sonuçlar alacaktır gibime geliyor. Barcanın dokusunda sorunlar yaşar gibime geliyor. Bielsa Dortmund gibi genç dinamik oyunculara sahip takımlara daha uygun gibi geliyor bana.

Mehmet Reşit dedi ki...

Bilbao'nun attığı her golün son sahnesinde; ya kalecinin, ya Fuchs'un ya da ikisinin birden bir acayip pozu göze çarpıyor.

Mustafa Güldemir dedi ki...

Borges,
Öncelikle şunu söylemek isterim Aynı hızla yazmaya devam etmeni istiyorum.
''Daha önceden burada Barça'yı durduran savunma sistemini de işlemiştik..'' demişsin sana zahmet linki eklesen. Aradım bulamadım. Bir de sanki blogun düzeni biraz değişse daha kolay bulunabilir mi diye düşünmedim değil.

Borges dedi ki...

mguldemir: Şuna bakabilirsin.

http://www.youtube.com/watch?v=WOoc_YMrcfU