9 Kasım 2011

Taçlı Kral: Mahpusluktan maça doğru!



Metin Oktay 45 gün hapiste kalmış. Neden? Ahmet Çakır'ın kaleminden..
........

"..Neresinden bakılırsa bakılsın inanılması zor bir olaydır bu.Herhangi bir etkili ve yetkili bir kişinin devreye girmesiyle çözülebilecek bir sorun yüzünden Kral, futbol hayatının en verimli döneminde 45 günü hapiste geçirmek zorunda kalacaktır.

Ay yıldızlı formayı yıllarca onurla taşımış ve taşıyacak bir sporcunun askerliğini 8 gün eksik yaptığı ileri sürülerek gönderilmesini bugünden bakarak kavrayabilmek olanaklı değildir."

..............

Sonrasında girilen ayrıntılar 27 Mayıs Darbesi sonrası oluşan askeri ortamın bir bakıma kurbanı konumunda olduğunu anlatıyor. Darbe öncesi ağları delen golü atan Metin Oktay'ın göz önünde olması ve onun gibi bir yıldızın dahi yanlışlıkla dahi olsa sekiz gün eksik yapıldığı askerlik yüzünden hapse atılması topluma verilmek istenilen mesaj olarak algılanıyor. Belki bunun üzerinde daha sonra durabiliriz ama asıl ilginç ayrıntı 45 günün sonunda hapisten çıktıktan sonra yaşadıklarıdır.. Dönemin koşulları elbette başkadır ama unutulmamalıdır ki o dönemin koşulları o dönem oynayan her futbolcu için geçerlidir. Metin Oktay misal 26 maçta 38 gol atar iken bir başkadı 120 tane atamamıştır. Bu şekilde bakılmalı.. Hapiste geçirdiği vakit içerisinde ödüllü en özgün hikaye yarışması da düzenler. İçerideki arkadaşlarını unutmaz ve sık sık ziyaretlerine gider, başka bir insan olmasında katkısı büyüktür bu deneyimin. Asıl mesele ise bu esaretin bittiği günden hemen sonra yaşadıklarıdır..

Taçlı Kral derlemesinin 110'nuncu sayfasından devam edelim.
..............................................

Toptaşı Cezaevinin çıkışında onu Turgan Ece, Rüçhan Adlı ve Kamil Altan karşılar. Fakat asıl çarpıcı karşılamayı Baba Gündüz Kılıç hazırlamıştır ona.Sadece 24 saat sonra Karagümrük maçına çıkmak zorunda kalacaktır.

" Beyti'deki akşam yemeğinde Baba Gündüz benim için sofrayı donattırdı.Futbolcu arkadaşlarım yemeği bitirince döndüler.Biz restorantta kaldık.Soframız çilingir sofrası.Rakı içiyoruz.45 günlük sinirlerimiz yatışsın diye.Gece saat 03:00'e kadar içtik."

diye anlatmaya başlar Metin Oktay bu ilginç olayı. Sonrası da şöyledir:

" Oteldeki odamıza çekilirken baba Gündüz resepsiyondaki memuru sıkı sıkı tembihlemiş "Metin Oktay sabah kahvaltısı için kesinlikle uyandırılmayacak. O yorgunluğunu atıncaya kadar uyayacak"

Saat 11'de Gündüz Kılıç gelip uyandırdı beni.3 saat sonra Galatasaray takımı sahaya çıkacak ve Karagümrük'le oynayacak.Baba, yatağımın ucunda oturdu ve şöyle dedi:

-Biliyorum, oynayacak durumda değilsin.Ama seyirci seni görmek istiyor Metin. Karagümrük'e karşı seni oynatmak istiyorum.Üzülme, verebileceğini ver. Sen bize çok maç kazandırdın.Bugün de senin yüzünde kaybedelim.Seni hasretle bekleyen seyircine ne olur bu saygıyı gösterelim "

Baba'ya hayır diyebilmem mümkün mü?

Sahaya çıktım ve ben 2 gol atarken Galatasaray da Karagümrük'ü 3-0 yenmişti. Beni seven tribünlerime kavuşmuştum. Kusa kusa sahadan çıkarken hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.."

Hiç yorum yok: