25 Eylül 2010

Hitzfeld - Fink.!



Hitzfeld eski oyuncusu ile artık farklı şekilde iletişiyor. O artık Basel'e ilk yılında duble yaptıran başarılı bir teknik direktör ve Hitzfeld de milli takım teknik direktörü.. Çokca dedim Bayern'de iken ona geleceğin Bayern teknik direktörü olarak bakılıyordu.. Basel'de kendisini buldu ama ilgi çekici olan nokta başka.. Konu bir yerde Şampiyonlar Liginin ilk maçındaki Cluj maçındaki yenilgiye gelince Fink o takımın farklı koşullarını dile getiriyor.. Bir dönem Türkiyesine çok da yabancı değil..

'O takımın başkanı maçtan önce soyunma odasına inip bütün oyuncuları tehtit edip antrenörlerin bir kaçını da kovmuş.. Hala daha tabelalar aklımdan çıkmıyor 'Buraya silahla girmek yasaktır'. Orasının çok başka koşulları var..

Fink'ten çok uzun zamandır umutluydum ben ve fakat bunlar ne yahu ? Yenilgiye mazaret mi ki? Silahla tehtit ya da teşvik primi gibi konular doğru olmasa dahi diğer takımın yenilgisine mazeret değil ki.. Pek çok teknik adam bu motivasyonu gayet legal yollarla da gerçekleştirebiliyor.. E o zaman ?

Soruyu soran insan da Hitzfeld bile burada ikinci yılında başarı elde eder iken siz ilk yılınızda iki kupa diyordu ki Hitzfeld araya girdi..

'Öyle ama ben düşme potasındaki takım(Aarau) ile bunu başardım o Basel ile.. Basel buranın Bayern München'i gibidir, oynadım orada ben futbolcu olarak..'

Keza yine Fink Şampiyonlar Liginden bahsedince bizim hedefimiz değil diyor. Orasın kazanmak imkansız ama şampiyon olarabiliriz ve burası önemli diyor. Bu şekilde düşünmek gerçekçilik midir yoksa hedefsizlik mi çok bilemedim.. Araya giren Hitzfeld 'İkincilik ihtimal dahilinde aslında' diyor ki olması gereken budur..

Fİnk iyi bir teknik adamdır ama bir şekilde etkilenemedim kendisinden..

1 yorum:

Ihsahn dedi ki...

Ertuğrul Sağlam da Torsten Fink'le aynı şeyleri söylüyor. Bu tür söylemler bana hedef küçültmek ve olasa bir başarısızlığa zemin hazırlamak gibi geliyor. Zaten onlardan "Şampiyonlar Ligi'ni kazanacağız" demelerini bekleyen yok. Ama "Bizim etimiz ne, budumuz ne" gibi laflar pek yakışmıyor.