11 Mayıs 2010

Schweinsteiger-Van Bommel Üzerinden Orta Ikili.!



Bayern Münih teknik direktörü Louis Van Gaal futbol sahasini 18 esit parcaya böler. Her bir parcanin üzerinde gezinen oyuncularin belirli görevleri vardir. Bu denli kontrol manyagi ve taktik üzerine egilen bir teknik adamin kurdugu bir sistemin icerisindeki en zahmetli isler süphe yok ki orta saha ikilisinin üzerine yikilmistir. Zira sag bek ya da sag acik bölgesinde oynayan oyuncularin tercih edecegi cok fazla secenekleri olmamasi ve hakim olmak zorunda oldugu alanlar dar ve ayni zamanda ya daha fazla defans ya da hucum yapmak zorunda olup saha ici görevleri cok daha uygulanabilir konumdadir. Oysa orta ikili, oyunun her iki yönünde ve on sekiz esit parca bölünmüs sahanin belki de kenarlarinin disinda hemen her yerdeki yer yer farklilasan görevleri uygulamak durumundadir.. Bu yüzden sistemin özü burada yatar. Beceri kadar futbol bilgisi, yetenek kadar fiziksel dirilik istemesi ile modern futbol icerisinde kenarlara kaydirilmis bireysel yetenegi fazla olan oyuncudan sistem geregi daha özel konumdadirlar..

Bayern Münih sezona kötü basladi. Pek cok elestiri ve basarisiz sonucun ardindan Lahm'in topu ileriye tasiyamiyoruz beyanati ile medya üzerinden Bayern orta sahasi tartisilmaya baslanildi. Belki de Sampiyonluk ve diger iki kupanin finaline kadar ulasilmasinin en önemli nedeni tam da bu zamanlarda Schweinsteiger'i Hollandali hocanin Van Bommel'in yanina yerlestirmesidir.

Her iki orta saha oyuncusu da lider karakterlidir. Bunu görebilmeniz icin ikisinin oldugu dönemde Van Bommel'i ciplak gözle görmeniz ya da Van Bommel olmadigi zaman degisen Schweinsteiger psikolojisini iyi gözlemlemeniz gerekir. Dolayisla iyi bir oyuncu olmalarinin yaninda iyi bir tim yöneten lider futbolculardir. Zira oradaki oyunculari iyi bir sekilde yönetmeleri gerekir. Sahanin tam merkezinde, oyunu yönlendirici/kurucu etkisi bir yana tempoyu belirleme haklarina da sahip olan bu oyuncularin lideri ayni zamanda sahadaki takimin icerideki teknik direktörü konumundadirlar..

Van Gaal'in ana damari burasidir ve Galatasaray ile cok güzel bir kiyas yapabilirsiniz.

Bu gibi takimlar topa sahip olmanin birincil kosulu olan garanti paslarla hucum alanina dogru yönlendirilir iken topun kaleciden cikisindan itibaren birden fazla oyun kurma secenegine sahiptirler.

En cok kullanilani degil ama Galatasaray takiminda en cok uygulanmak zornda birakilan secenek sudur ki : Defans ikilisinin oyunu kenarlara acmasi ve kenar oyuncularin yanlarina gelen ic oyunculari ile kombinasyona girip ilerlemeleri.

Bu secenek Bayern Münih takiminda yer yer kullanilir iken asla ve asla "ana cikis yolu" olmamistir. Lakin Galatasarayin istenilen düzeyde bir orta sahasi olmadigindan dolayi kenar adamlari vasitasiyla hucuma kalkmak gariptir ki birinci asli secenegi olmustur. Dolayisla kenarlarda bireysel yetenegi fazla olan oyuncularin performansi ayni zamanda takimin genel performansini belirlemistir. Cokca Keita bazen Arda ya da Kewell,Caner olmadi son dönemde Giovanni..

Lakin normal kosullar altinda hem bireysel yetenekleri fazla olup takimin kaderini etkileyecek olan yetenekli oyunculari fiziksel acidan daha kötüye sürüklememek ve ayni zamanda merkezden de hucum edebilme avantajina sahip olmak icin merkez orta sahalarin oyun kurmalari birincil secenegi olmak durumundadir. Zira Keita ya da Robben'in gidecegi yol belirgin ve durdurulmasi ihtimal dahilinde iken Schweinsteiger ve Van Bommel'in en az bes farkli yere oyunu acma konumu mevcut..

Daha da önemlisi tüm sezon boyunca Galatasaray oyunun temposunu belirleme hakkindan muaf tutulmasinin da en önemli nedeni yine bu tempoyu belirleyen orta ikiliden oyun kurma ve acma asamasinda kismen yoksun olmasidir. Bu olmadigi icin 1-0 galip gelinen hemen hemen bütün maclarda zamani gecirememis, tempoyu düsürememis ve sonucunda gelen baski ile golü yiyerek pek cok puani son saniyede rakibine vermistir.. Man U karsisinda top kontrolünü elinde bulunduran Bayern Münih'in istedigini rakipten nasil aldigini incelerken orta ikilinin oyunu yönetme, pas trafigi gibi konularda nasil kilit rol oynadigina bakabilirsiniz..

Gerek oyunun temposunu belirlemede gerekse de oyunu dogru bölgelere tasima konusunda yetkin olabilmeleri icin orta ikilinin mücadeleci ruhunun yanina ekleyebildigi teknik özelliklerinin disinda merkez oynayabilecek gözlere sahip olmasi gerekir. Bu konuda özellikle Van Bommel bu sene müthis isler cikarmistir. Oyun sikisik oldugu vakit daha top ayagina gelmeden nereye atacagini görebilen gözlere sahip Bommel'in yaninda Schweinsteiger gibi o topu tam da Ribery'nin, Müller'in,Robben'in ayagina kadar iletebilecek teknik kapasitesi de bulundurdugu vakit bazen isler tim seklinde ilerler. Bir pozisyonda hic unutmam, Van Bommel topu bes metre ilerisindeki Schweinsteiger'e verir iken ayni zamanda elleriyle nereye atmasi gerektigini de isaret ediyordu..

Velhasil, Baris Özbek'in, Mehmet Topal'in, Mustafa Sarp'in önlerindeki on numaraya topu vererek gerceklestirilen hucum organizasyonlarinin icerisinde yer alip top yekün fizik mücadeleye bagli defansif oyun anlayislari e 4-2-3-1 ya da baklavali 4-4-2 dizilimlerini iceren oyun felsefelerinde basarili oalbilir iken takimin kenar adamlarinin ileriye tasindigi ve orta ikilinin oyunun her iki yönünde de ayni sekilde yer aldigi Hollanda ekolünde isleri oldukca zor.. Böyle görevleri yapamayacaklarini bildikleri halde onlara yüklemek hem bu futbolcularin degerini düsürür iken ayni zamanda takimin bu cok önemli ve olmazsa olmaz merkezini oyun disi birakarak bütünlügü, belirleyeciligini elinden almis oluyorsunuz..

Bayern Münih, Van Bommel ve Schweinsteigeri farkli sekilde kullanarak oyunun merkezini Ribery ya da Robben'e yikip da bir sistemi cok rahat kotarabilirdi lakin bu kadar tehlikeli ve durdurulmasi zor, en önemli adaminin olmadigi durumda dahi gücünden cok bir sey kaybetmeyen takim asla olamazdi. Secenek fazlaligi o kadar önemlidir ki Robben'in attigi calimlarda dahi feykini güclendirir, atamadigi vakit diger bölgeden hucum etme sansini dogrurur ve hicbir sey olmasa dahi son saniyeye kadar sizi umutlandiracak secenekleri deneyebilirsiniz aynen Manchester United macinda oldugu gibi..

Bu senenin en iyi teknik adam performansini Thomas Tuchel, en iyi orta saha performansini da Schweinsteiger-Van Bommel gerceklestirmistir ve simdi sira en iyi forvet ki hic sasirmayacaksiniz cikan sonuca..

2 yorum:

julien sorel dedi ki...

borges yine döktürmüşsün eline sağlık;

“Bu gibi takimlar topa sahip olmanin birincil kosulu olan garanti paslarla hucum alanina dogru yönlendirilir iken topun kaleciden cikisindan itibaren birden fazla oyun kurma secenegine sahiptirler.
(…)

Zira Keita ya da Robben'in gidecegi yol belirgin ve durdurulmasi ihtimal dahilinde iken Schweinsteiger ve Van Bommel'in en az bes farkli yere oyunu acma konumu mevcut…”

bu iki cümleyle ligimizdeki tüm teknik adamların keita ve arda’ya ket vurarak takımın tüm aksiyonlarını nasıl kilitlediklerini en sade şekliyle özetlemişsin, tamamen katılıyorum. zaten bu eksiklik, fenerbahçe ve atletico madrid ile oynanan ikişer maçta ve eskişehir’de oynanan maçta galatasaray’ın oyunun gidişini çaresizce kabullenişini, olumlu bir şey ortaya koymaktan aciz oluşunu açıklıyor. manisa’dan, belediye’den, antalya’dan, üstelik ali sami yen'de oynanan maçlarda, son dakikada yenilen goller de cabası…

peki o zaman galatasarayımız üzerinde yeni sezona yönelik biraz kafa yoracak olursak;

rijkaard’ın bu durumun önüne geçmek için elano’yu daha geride oyunu yönlendirecek şekilde oynattığı malum. peki rijkaard yeni sezonda bu durumun üstesinden nasıl gelecek?

galatasaray’ın alacağı oyuncular mesela guti’nin, rapid wien’de oynayan veli kavlak’ın adları geçiyor veya hali hazırda altay’dan alınan musa çağıran gibi oyuncularla rijkaard’ın oturtmaya çalıştığı sistemde göbekten katederek ilerleyen bir oyun oynamak mümkün müdür?

rijkaard ve takımı bunu yapabilir mi?

uzun lafın kısası, tüm basında ve çoğu blog yazarında / takipçisinde hakim olan "ön libero gelecek, dertler bitecek" görüşüne sen katılıyor musun?

Borges dedi ki...

Cino: Yazi daha uzun olabilirdi ve uzayan bölümünde ise bu orta sahalarin bosluklari görmeleri gibi bosluklarin sistem/taktik geregi yaratilmasi da gerekir. GS'in bence gecen sezon bir büyük sorunu da merkezde kötü de olsa bir istikrar saglayamamasidir bu da bosa gecirilen zaman demektir. Elano-Topal da giderse yine yeniden bir baslangic olacak..

icerisinde de dedigim gibi, yetenek, bilgi, görüs kuvveti ve elbette uyum gerekir. Van Gaal basarili olarak addedilecek döneme kadar sürekli rotasyona gitmek durumunda kaldi, ne zaman sabitlendi basari geldi ya da tersi..

Simdi bir uyum yakalanmasi gerekiyor ama oyuncular olmadan bu ihtimal dahilinde degil, o zaman sistem degistirilmesi gerekiyordu. Rijkaard bunu yapmadi ya da yapamadi.. BU sene yapabilecek midir ? bilinmez ki.. Türkiye bu, hangi sorunlar seni bekliyor, onu görebilecek ve ona göre yönetecek bir rijkaard olusursa belki..